Geleneksel müzik, sözlü tarih ve kültürel bellek alanındaki derinlikli çalışmalarıyla tanınan Kaşıkçı, bu prestijli unvanı kazanarak kültür elçiliği görevini resmi olarak üstlenmiş oldu.
Akademik alanda edindiği birikimi sahne performanslarıyla buluşturan Dr. Kaşıkçı, 30 yılı aşkın süredir Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Avrupa’dan Uzak Doğu’ya uzanan sanat yolculuğunda binlerce kişiye Anadolu’nun sesini taşıdı. Sahip olduğu bu unvan, Türkiye’nin sözlü ve müzikal mirasını yaşatma konusundaki katkılarını tescilledi.
Dr. Evrim Kaşıkçı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Bu unvan, ne bir makam ne de bir yarışma ödülü. Bu; dedemin söylediği türkülerin, babaannemin sessizliğinin ve sahnede dökülen gözyaşlarımın yankısıdır. Kültürel belleğe, halkın sesine ve sözlü tarihe sadakatimin adıdır. Yıllardır topladığım masalları, türkülerle harmanlayarak hem akademik hem sanatsal düzlemde kültürü yaşatmanın onurunu taşıyorum.”
Yeniköy’de Fatma Teyze’den, Doğu Makedonya’daki yörük köylerinde Şerif Ağa’dan, Edirne’den göç eden Gagauz köylerinde Vasilis’ten öğrendiği folklorik değerleri, sahneler ve yazın yoluyla yeni kuşaklara aktarmayı sürdüren Kaşıkçı, açıklamasını “Kültür ancak paylaşılarak yaşar ve ben, yaşamaya devam edeceğim” sözleriyle noktaladı.