“Anız Yakmak Suçtur – Doğaya, İnsana ve Geleceğe Zarardır” başlığıyla yapılan açıklama, Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, Temiz Keşan Derneği Başkanı Ekin Öztürk, TEMA Keşan Temsilcisi Gülay Ardalı ve Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği (KEHAYKO) Başkanı Sevinç Cebeci tarafından imzalandı.
“Birkaç Dakikalık Kolaylık, Yıllarca Sürecek Zarar Getiriyor”
Basın açıklamasında, son haftalarda İpsala, Esetçe ve çevre köylerde çıkan anız yangınlarının toprağı, havayı, yolları ve insan yaşamını tehdit eder boyuta ulaştığı vurgulandı. Açıklamada, “Bir kıvılcımla başlayan yangınlar bazen ormanlara, bazen evlere sıçrıyor. Hayvanların yaşamı tehlikeye giriyor, trafik kazaları artıyor” denildi.
Toprağın Bereketi Ateşle Değil Bilinçle Korunur
Ortak açıklamada anız yakmanın toprağın verimliliğini düşürdüğü, mikroorganizma ve faydalı canlıları yok ettiği, toprakta çoraklaşmaya yol açtığı ve girdi maliyetlerini artırdığı bilimsel verilerle anlatıldı.
Anız Yakmak Sadece Alışkanlık Değil, Suçtur
STK’lar tarafından yapılan açıklamada, anız yakmanın Türk Ceza Kanunu ve Çevre Kanunu’na göre açıkça suç olduğu hatırlatıldı. 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 20. Maddesi kapsamında:
“Anız yakmak suretiyle çevreye zarar veren kişilere idari para cezası verilir; fiil suç teşkil ediyorsa ayrıca adli işlem yapılır.”
ifadelerine dikkat çekildi.
Yetkililere ve Üreticilere Çağrı: Alternatif Yöntemler Desteklenmeli
Açıklamada başta Keşan ve İpsala Kaymakamlıkları, Çeltik Üreticileri Birliği, ziraat odaları ve yerel yönetimlerolmak üzere tüm kamu kurumlarına çağrı yapıldı:
- Denetimler artırılsın
- Cezai yaptırımlar uygulansın
- Üreticilere sürme, malçlama, toprakla karıştırma gibi alternatif yöntemler anlatılsın
- Bilinçlendirme kampanyaları yaygınlaştırılsın
“Doğa Sustukça Biz de Nefessiz Kalırız”
Açıklamanın sonunda, “Yakılan her anız, çocuklarımızın geleceğinden çalınan bir nefes, toprağın kalbine saplanan bir bıçaktır. Artık susmayacağız; çünkü doğa sustuğunda biz de nefessiz kalırız” ifadeleriyle toplumun tüm kesimleri duyarlı olmaya ve toprağı yakarak değil, yaşatarak üretmeye davet edildi.