Bayramların sadece dini vecibelerin yerine getirildiği günler olmadığını belirten Çakır, toplumsal sorumlulukların da hatırlanması gerektiğini ifade etti.
Çakır, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Kıymetli Keşanlı hemşehrilerim,
Birlik ve beraberliğimizin, yardımlaşma ve dayanışma duygularımızın doruk noktaya ulaştığı mübarek Kurban Bayramı’nı hep birlikte karşılamanın huzurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Bayramlar, toplumsal yaşamımızda yalnızca dini vecibelerin yerine getirildiği günler değil; aynı zamanda kırgınlıkların onarıldığı, kardeşliğin ve dostluğun yeniden filizlendiği özel zamanlardır. Kurban Bayramı, paylaşmanın, mazlumun halinden anlamanın, yoksulun elinden tutmanın adıdır. Bu anlamda, bayramlarımızı sadece bireysel mutluluklar için değil, toplumsal sorumluluklarımızı hatırlamak ve yeniden canlandırmak için birer fırsat olarak görmeliyiz.
Değerli yurttaşlarım,
Bugün, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar maalesef bayramın sevinç ve bereketini gölgede bırakmaktadır. Hayat pahalılığı, işsizlik, enflasyon ve adaletsiz gelir dağılımı, birçok vatandaşımızın evine bayram sofrası kuramamasına, kurban kesememesine neden olmuştur. Emeklilerimiz bu hayat pahalılığında üç kuruş bayram ikramiyesine mahkûm edilmiş, gençlerimiz işsizliğe ve umutsuzluğa terk edilmiştir. Halkın alın teriyle ürettiği değerler özelleştirmelerle yok edilmiş, çiftçimiz, esnafımız ve işçimiz çaresizlik içinde bırakılmıştır.
Her bir insanımızın insanca yaşayabileceği, gençlerimizin geleceğe umutla bakabileceği, emeklinin, çalışanın, üreticinin hakkını alabildiği, adaletin gerçekten tesis edildiği bir Türkiye için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu mübarek günlerde, halkımızın yaşadığı sıkıntıları unutmadan, sorunlara çözüm üretme irademizi daha da güçlendirerek yolumuza devam ediyoruz. Sosyal yardımlarda hakkaniyeti, şehircilikte planlı kalkınmayı, çevre konusunda sürdürülebilirliği ve tüm yurttaşlarımız için eşit hizmeti hedeflemekte kararlıyız.
Kurban Bayramı, aynı zamanda bir adanışın, bir inancın ve bir vicdan muhasebesinin bayramıdır. Toplumsal barışın, sevginin ve hoşgörünün teminatı olan bu kutsal günlerde, her türlü ayrıştırıcı dili reddederek; ötekileştiren değil birleştiren, kutuplaştıran değil kucaklayan bir anlayışı hep birlikte inşa etmeliyiz. Ülkemizin demokrasiye, hukuka, eşitliğe ve özgürlüğe olan özlemi ancak dayanışma ruhuyla giderilebilir.
Bu duygularla; başta şehit aileleri ve gazilerimiz olmak üzere, tüm hemşehrilerimin, milletimizin ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. Bayramın; barışa, huzura, kardeşliğe ve refaha vesile olmasını temenni ediyor, kimsenin sofrasının boş, gönlünün yalnız kalmadığı bir Türkiye diliyorum.
Kurban Bayramımız kutlu olsun.”
