UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Selimiye’de yaşanan uygulamaları “kültürel tahribat” olarak nitelendiren Akalın, bu müdahalelerin sadece birer teknik mesele olmadığını, aynı zamanda kamu yönetiminde liyakat ve kültürel mirasa bakış açısının bir yansıması olduğunu söyledi.
🔍 “450 Yıllık Yazıların Yerini Günümüz Hattatları Alıyor!”
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği ve Osmanlı-Türk mimarisinin en önemli yapılarından biri olan Selimiye Camii’ndeki restorasyon sürecine dair ciddi iddialarda bulunan Akalın, restorasyon öncesi projeler ile sahadaki uygulamalar arasında bariz farklar bulunduğuna dikkat çekti.
Akalın, şu ifadelere yer verdi:
“450 yıllık orijinal hat yazılarının yerini günümüz hattatlarının imzalı eserleri alacak olursa, bu artık bir restorasyon değil, kültürel tahribat olur.”
🧠 “Tarihi Hafızaya Zarar Veriliyor”
Akalın, hat sanatında dünya çapında kabul gören Karahisari ekolüne ve 16. yüzyıldan kalan özgün yazılara müdahale edilmesinin tarihi hafızayı zedelediğini ifade etti. Ayrıca, restorasyon projesinin üç kez bilim kurulu tarafından reddedildiğini ancak buna rağmen yüksek kuruldan nasıl onay aldığı sorusunun cevapsız kaldığını belirtti.
📄 “Soru Önergesine 35 Gündür Yanıt Yok”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu tarafından 35 gün önce verilen yazılı soru önergesine henüz yanıt gelmediğini hatırlatan Akalın, “Uzman görüşleri ve akademik uyarılar yok sayılıyor,” dedi.
🕌 Sorun Sadece Selimiye İle Sınırlı Değil
Prof. Dr. Akalın, restorasyon sorununun yalnızca Selimiye Camii ile sınırlı olmadığını, Türkiye genelinde tarihi yapılarda benzer sıkıntıların yaşandığını dile getirdi. Süheyl Bey Camii ve Marmara Üniversitesi yerleşkesindeki tarihi hamam gibi yapılarda da restorasyon sonrası özgünlüğün kaybedildiğini belirtti.
💬 “Ranta Dayalı İhale Politikası Uygulanıyor”
Konuşmasının sonunda restorasyon sürecine dair ağır eleştirilerde bulunan Akalın, şu ifadeleri kullandı:
“Her fırsatta ecdadımızla övünenler, iş onların emanetlerine sahip çıkmaya gelince tarihi hafızamızı yaşatacak bir kültür politikası yerine ranta dayalı bir ihale politikası uygulamaktadır. Bu uygulamalar, sadece mimari mirasımızı değil, toplumsal hafızamızı da silmektedir. Kültürel varlıklarımızın korunması sadece estetik değil, tarihi bir sorumluluktur.”


















