Çakır, açıklanan 28.075 TL asgari ücretin, emekçilerin yaşam koşullarıyla bağdaşmadığını ifade ederek hükümeti sert sözlerle eleştirdi.
“Açıklanan Asgari Ücret Açlığın Adıdır”
Çakır, hükümetin milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari ücrete %27 artış yaptığını ancak bunun “müjde” değil, sefalet dayatması olduğunu söyledi. “Saraydan bakıldığında bu rakam müjdeli gibi sunulabilir, ama pazara, kiraya, faturaya bakan herkes için bu rakam açlığın adıdır” ifadelerini kullandı.
Resmî verilere göre bugünün açlık sınırı 30 bin TL iken, asgari ücretin bu seviyenin altında belirlendiğini hatırlatan Çakır, işçilerin hakkı olan 39 bin TL’lik ücretin talep edildiğini söyledi.
Çelişki: Asgari Ücret ve Kira Artışı
Çakır, hükümetin aynı ay için iki ayrı enflasyon gerçekliği dayattığını vurguladı:
- Asgari ücrete %27 artış,
- Kira artış tavanına %35,91 izin.
“Bu çelişkiyi nasıl açıklayacaksınız?” diye soran Çakır, emekçinin sofrası ile ev sahibi/kira politikasının çeliştiğini belirtti. Çakır bu çelişkiye dair üç olasılık sundu:
- %35,91 doğruysa hükümet gerçek enflasyonu biliyor ama emekçiyi bilerek ezdi,
- %27 doğruysa kiraya neden yüksek zam izni veriliyor,
- İkisi de doğru değilse, rakamlar amaçlarına göre şekillendiriliyor.
Çakır, “Kale boş. Bu artık ekonomik bir hata değil, sınıfsal bir tercihtir” dedi.
“Rantçılara Garantiler, Emekçiye Geçim Yok”
CHP Keşan İlçe Başkanı, hükümetin ekonomi politikasını eleştirirken şöyle konuştu:
“Bu ülkede havaalanını, köprüyü, yolu işleten yandaşlara geçiş garantisi vardır;
ev sahiplerine zam garantisi vardır;
bankalara faiz garantisi vardır;
ama sabahın köründe kalkıp akşam karanlığında evine dönen milyonlara geçim garantisi yoktur.
İşte AKP’nin kara düzeni budur!”
Çakır, bu tablonun tek sorumlusunun “tek adam” yönetimi olduğunu söyleyerek, yönetememenin göstergesi olduğunu belirtti.
“Mesele Ücret Değil: Adalet ve Demokrasi”
Açıklamada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ifadelerine de atıfta bulunan Çakır, meseleyi sadece ücret meselesi olmaktan çıkararak adalet, yönetememe ve demokrasi meselesi olarak tanımladı:
“Krizin faturasını emekçiye kesen, rantı ve yandaşı kollayan bu anlayışın siyasi ömrü tükenmiştir.”
Çakır, “2026 geçim yılı olamayacağına göre, 2026 seçim yılıdır!” diyerek, emekçi ve dar gelirli vatandaşların yanında olduklarını vurguladı.
“Gerçek Enflasyonu Biliyorum Ama Emekçiye Ödetiyorum” İtirafı
Çakır, hükümetin kirayı hesaplarken gerçek enflasyonu temel aldığı halde işçinin maaşını hesaplarken rakamları küçülttüğünü belirterek, bu durumun bilinçli bir tercih olduğunu ifade etti. “Ev sahibini koruyup kiracıyı, işçiyi kaderine terk eden anlayışla karşı karşıyayız” diyen Çakır, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu tercih; emeğe değil rant düzenine, sofraya değil saltanata verilen bir tercihtir. Ve bu tercihin adı artık çok nettir: Yönetememektir.”


















